Hedef: Puan ya da Puanlar
Arnavutköy Belediyesi sezon başında hedefini Play-Off’u zorlayan bir takım olmak olarak belirlemişti. Teknik direktör Tansu Yaan yönetiminde başlayan süreç, alınan başarısız sonuçların ardından değişti ve takımın başına Muhammet Emin Gül getirildi. Bu değişim sonrasında oynadıkları 4 maçta 7 puan topladılar. Kadro yapılarına baktığımızda Muhammet Onur Başyiğit, Taha Can Velioğlu, Onur Özcan, Taygun Vurgun, Taha Dönmez, Aykut Emre Yakut, Furkan Yaman, Emre Öztürk ve İrfan Akgün gibi deneyimli oyuncular ön plana çıkıyor.

Her ne kadar bahis operasyonu bu takımın da bazı oyuncularını etkilemiş olsa da, bizim kadar ağır kayıp yaşamadıkları açık. Ancak özellikle hücum hattında Cerem Talha Dinçer ve Atalay Yıldırım’ın yokluğu son dönemde belirgin şekilde hissediliyor. Nitekim bu iki oyuncunun yokluğu, özellikle 1461 Trabzon maçında takımı ciddi anlamda zorladı; daha önce topladıkları 7 puanda ise katkıları çok belirgindi.
Oyun yapılarına bakıldığında, zaman zaman özellikle solda Onur Özcan ve sağda Taha Can Velioğlu’nun savunmadan çıkarak uzun toplarla rakip ceza alanını yoklamaya çalıştığı görülüyor. Takım, oyun kurulumunda stoperlerin öne çıktığı ve sabırla geriden pas yaparak topu ön bölgeye taşımayı hedeflediği bir düzen benimsiyor. Ancak bu düzen içinde ciddi zorlanmalar yaşanıyor; özellikle orta saha hattı çabuk geçiliyor. Stoperlerin öne çıkmasıyla hatlar arasındaki mesafeler açılıyor, orta sahanın top kaybı sonrası yeterince hızlı reaksiyon verememesi, rakibin ceza alanına tehlikeli dönüşler yapmasına sıkça olanak tanıyor.

Organize hücum etmekte zorlanan bir takım görüntüsü veriyorlar. Orta alan ile hücum hattı arasındaki geçişlerde top kayıpları fazla. Orta sahada sert ve temaslı oynamayı seviyorlar; zaman zaman savunma arkası koşular, araya paslar veya kenarlarda verkaç denemeleriyle pozisyon üretmeye çalışıyorlar. Ancak Cerem ve Atalay gibi birebirde adam eksiltebilen, verkaç sonrası dikine koşularla savunmayı zorlayabilen oyuncuların eksikliği, hücumdaki yaratıcılığı ciddi şekilde azaltıyor. Bu eksiklikler, orta sahada top
kayıpları sonrası hızlı reaksiyon verilememesini ve organize hücumların sekteye uğramasını da beraberinde getiriyor.

Muşspor maçında gösterilen reaksiyonun bir benzerini sahaya yansıtmak gerekiyor. Elbette Muşspor deplasmanı ölçü alınabilecek bir karşılaşma değildi; hem zorlu seyahat şartları hem ağır hava koşulları hem de rakibin güçlü yapısı nedeniyle bambaşka bir mücadeleydi. Fakat tüm olumsuzluklara rağmen takımın o gün sahaya koyduğu direnç, zaman zaman yapılan bireysel hatalara rağmen oyundan kopmayan duruşu ve karakterli reaksiyon gösterebilme yetisi, bu maç için önemli bir referans niteliğinde.

Rakibe karşı kompakt kalmak, merkezde doğru yerleşmek, hızlı geçişler yakalamak ve özellikle kanatlarda boşalan alanları değerlendirmek; Arnavutköy’ün oyun içi zaaflarını düşündüğümüzde sonuç getirebilecek bir yaklaşım olacaktır. Top kazanıldığında ilk pasın doğru kullanılması, hücuma hızlı çıkılması ve savunmanın yerleşmesine fırsat verilmemesi, maçın kaderini belirleyebilir. Eğer takım, Muşspor mücadelesinde ortaya koyduğu o istekli, oyunun içinde kalmayı başaran ve reaksiyon verebilen duruşu daha az bireysel hatayla bu maça taşırsa, rakibin mevcut zaafları göz önüne alındığında bu oyun bize puan veya puanları getirebilir.

6 Aralık Cumartesi saat 14.00’te Mersin Stadyumu’nda oynanacak karşılaşma için hava şartları genel olarak maça elverişli görünüyor. Sıcaklık 19°C civarında olacak. Öğleden sonra kısa süreli yağmur ihtimali bulunsa da kuvvetli bir yağış beklenmediği için hem zemin hem oyun akıcılığı açısından ciddi bir sorun öngörülmüyor. Yani hava, futbol oynamaya uygun; fakat zaman zaman yağışın tempoyu etkileyebileceği ihtimali akılda tutulmalı.
